"Bir genç bayan işyerinde saat 23'e kadar gönüllü kalarak kaç günde çıldırır" deneme çalışmamın ikinci günündeyiz. Bundan önceki 3 günlük denememin son günü psikolojim bozulmaya başlamıştı. Bu sefer kendi rekorumu kırarak 5 gün ot gibi ve sürekli çalışarak yaşamayı planlıyorum.
İş yerinde kalıp tez yazmanınevde yazmaktan çok daha efficient olduğuna karar verdiğimden beri buralarda sürünüyorum. Tez danışmanım bile "başak sakin ol bu kadar hurry up bi durum yok ortada" dedi.(Ne dediyse aynen yazdım)Fakat sakin falan olamıyorum. Çalışmak çalışmak sürekli çalışmak istiyorum.

Can sıkıntısından kendimi sobeledim. Bu aralar sahip olduğm ve severek kullandığım eşyalarımı yazıyorum...
Yaz geldi mi Still'imi sürmeden edemem. İlk çıktığında testerını vermişlerdi. O günden sonra en sevdiğim koku oldu. Çevremde bu kokudan kullanan bilin bakalım bi de kim var:) Burcuuuu

Allıksız asla dışarı çıkmam. Soluk benizli olduğum için allık sürmediğim günler insanlar hastamısın diye soruyor. Bu alışkanlığım Odtü'de yurtta başlamıştı. Hatta o aralar benim gibi allıksız dolaşmayan arkadaşlarımla bir sloganımız vardı."Bir gen kız allıksız hiçbirşeydir" :)

Kay'ın gönderdiği benimde kurutup sakladığım güller:)



Burcu'nun İtalya'dan getirdiği bilezik ve artık ayakkabı almıycam diye verdiğim 7868. karadan sonra ayakkabım ayağımı vuruyor diye mecburen:) almak zorunda kaldığım ayakkabılar:)))



Geçen hafta Füsla bunalmalarımız sonucu biraz moral depolayalım, vitrinlere bakalım, yeni trendleri takip edelim diye EGS'ye attık. Girdiğimiz ilk mağaza biz girdikten 2 dakika sonra kapatıldı.Sonra yandaki mağazaya geçtik, 5 dakika kıyafetlere baktık sonra yönetici bayan gelip mağazayı kapamak zorundayız yönetimle bir anlaşmazlık oldu dedi.Ve bizi dışarı çıkardı.(Bu iki mağaza 1 saat içinde boşaldı ve taşınıp gitti) Bundan sonra bir saat daha gezdik ama her girdiğimiz mağazada ya bu da kapanırsa diye ürkeklik yaşadık. Bu garip bir psikolojiyle Burger King den Whooper menü yedim. Füs rejimdeydi bana nefretle baktığını hissettim. Sonra bi düşündüm aslında normal boyutta bir hamburger arada bir yendiğinde çok zararsız. Asıl zararlı olan patates, soğan halkası, kola:) Bunları düşündükten sonra üzerine bide kazandibi yedim. Her zaman bu şekilde beslenmem ama arad bir yapınca da çok mutlu oluyorum.kilo falan almadım çünkü ertesi gün biraz az yedim oldu bittiiii.Füs yemeğini yerken bende saçma sapan fotoğraflar çektim. onalrı da bu yazıya eklediiiiim.
bittiii
Cumartesi gününden beri iş yerinde tez yazıyorum.Gece 11 e kadar kalıyorum
sanırım deliriyoruuuuuuummmm

Geçen hafta 5 gün boyunca iş yerinde kalıp tez yazdım. Dün yazdıklarımı hocama götürdüm. Daha çoook yaaaaz daha çooooook yaaaaz dedi. Gene iş yerindeyim. Benim sonum kötü.....


akyaka azmak

yıllar geçiyor

Uçan kaz Morton da Neels büyyüp eski haline döndüğünde kazlarla konuşamıyor diye beraberce oturup ağladığımız 4 yaşındaki küçük Gökçe büyümüş kocaman bir kız olmuş, yıllar çok hızlı geçiyor...



Cumartesi gecesi partisi





Ankara'dan geldim. Çok yorgunum ama Batuhan ve İrem'le benim için düzenledikleri cumartesi gecesi partisine katılıyorum. Dans ediyoruz, birbirimizi gıdıklayıp koşturuyoruz, çığlıklar atıp kuduruyoruz. Karizmatik abileri de bizi fotoğraflıyor. Bu güzel gecenin fotoğraflarını kendilerini sitede görmek istedikleri için ekliyorum.

ANKARA RA RA RA


Üniversitedeyken bu okul bitsin Ankara'ya 5 yıl gelmeyeceğim demiştim. Gerçekten de 5 yıl gelmedim. Aslında çok sevdiğim arkadaşlarımı görmek istememe rağmen yine de bir türlü sevemediğim bu şehir yüzünden, Ankara'ya mecbur kalmasam yine de gelmezdim.
Yıllar sonra terkeder gibi kaçtığım Ankara'ya geri gelmek biraz tuhaf geldi. Yol izni için boş olan ilk günümü ODTÜ kütüphanesinde geçirdim. Sanki 6-7 yıl öncesindeki öğrencilik günlerimde hissettim kendimi. Kütüphane işlerim bitince çarşıya gittim. Hocam Piknik ve Hatice Abla kuruyemiş dışında herşey değişmiş. Ama Hocam piknikte öğrenciyken yediğimiz lezzetli kumpirin tadı hiç değişmemiş. Biraz içim burularak, biraz hüzünlü biraz da kendimi yaşlanmış ama akşama doğru sanki hiç gitmemişim gibi hissederek ODTÜ'den ayrılıp üniversite arkadaşlarımla yeni açılan (yani bana göre yeni) ARMADA alışveriş merkezinde buluştum. Onların önerisi ile oturduğumuz keklik restoranda çok lezzetli salatalar yedik, hayatımızda değişen herşeyi bir kaç saate sığdırdırmayı başardık.



Sonrası sabahtan akşama kadar işle geçti. Dönerken bu sefer bilmem neden Ankara' dan ayrılmak bana biraz hüzünlü geldi....